Her insan, hayatın doğası gereği bir çok kayıp yaşar. Bunlar sevilen bir kişinin, uzvun, sağlığın kaybı gibi somut kayıplar veya anne sevgisini kaybetme kaygısı gibi gelişimsel kayıplar olabileceği gibi özgürlük hissi, ülke gibi soyut kavramların kaybı da olabilir. Kısacası yas, kişinin maddi manevi kaybettiği her türlü şeyden sonra yaşadığı bir süreçtir.
Sevilen bir kişinin kaybı, iş kaybı, prestij kaybı, menepoz ile doğurganlığın kaybı, emeklilik ile mesleğin kaybı, evcil hayvanın kaybı, annenin karnındaki bebeğinin kaybı, romantik ilişki bitimi ile sevgilinin kaybı gibi bağ kurulan nesne ile bağların kopmasının getirdiği kayıp duygusu ile bizlerin belirli bir süre verdiği her türlü reaksiyon ''Yas’a'' aittir. Ancak insan hayatında asla engellenemez ve yok olmayacak bir süreç olan ölüm, bu kayıplar arasında en geri döndürülemez ve en şüpheye mahal vermeyeni olduğundan, kişinin sevdiği bir yakınını kaybetmesi oldukça kesin ve net bir kayıptır. Bu durumlar ile insanın belirli bir süre ve süreçten geçmesi ise ‘’yas’’ olarak adlandırılır.
Yas süreci aşama olarak inkar, öfke veya hiçbir duygusal dışa vurum olmadan başlar. Genellikle fiziksel belirtiler ön plandadır. Bayılma, ağlama, çırpınma gibi davranışlar ile sonra duygusal olarak bir çökkünlük gelir. Keşkeler ile özlem dolu bir şekilde devam eder. Kişi kendisine bu keşkeler ve pişmanlıklardan dolayı öfke duyabileceği gibi, kaybın kendisine de ‘’bizi nasıl bırakıp gitti'' diyerek öfkeli olabilir. Bu öfke zaman içerisinde yavaşça hüzne döner ve kişi hayatta işlevselliği bozulmadan kişiyi fiziksel olarak kaybettiğini ancak içsel dünyasında nesneleştirerek yaşatabildiği bir sürece girerek yas sürecini tamamlar.
Yas sürecinin en şiddetli zaman dilimi, kayıptan sonraki ilk 1 haftadır.
Psikiyatri tanısı konulan bireylerde de yas sürecine benzer aslında sağlığın kaybına karşı bir yas görülür. İlk önce hastalıklarını kabul etmek istemez, konulan tanıyı reddeder, ‘’bir şeyim yok’’ derler. İlaç veya psikoterapi almak istemezler. Bu durumda ise kayıp, ruh sağlığının bir daha eskisi gibi olmayacak korkusu ile karışık bir kayıptır.
Yas sürecinin atlatılması yaşanılan kayıp üzerinden 6 ayı geçtiği hal de;
Yas tedavisinde patolojik yas genellikle kişi de depresyon, anksiyete problemleri, alkol/madde kullanımı gibi başka psikolojik sorunlara yol açtığında bu kayıp duygusu ile kişi başa çıkamadığını fark eder veya yas sürecinin dahi farkında olmadan bu problemlerle ilgili hekim ve psikologlara başvururlar. Bu nedenle terapide yas çalışılmalı, ölüm anlamlandırılmalı, kaybedilen kişi/nesne ile duygusal olarak nelerin kaybedildiği çözümlenmeli, kaybedilene ait olan bağlar yeni dış dünya entegre edilmesi için terapi görülmelidir. Çünkü yas terapisi için gelen kişiler de genellikle görülen, sevilen nesnenin kaybından sonra aynı yutulmak için ağza alınan bir lokmanın boğaz da takılması gibi kişiyi boğar. Terapi de yapılan ise kişiyi boğan ve hazmedilemeyen bu lokmanın yavaş ve sağlıklı yas süreçleri ile hazmedilmesinin sağlanmasıdır. Siz de Uzman Psikolog desteği ile yas sürecini anlamlandırma ve çözümleri için başvurabilirsiniz.
Telif Hakkı © 2024 fatimeceylan.com - Tüm Hakları Saklıdır.
Powered by GoDaddy
Web sitesi trafiğini analiz etmek ve web sitesi deneyiminizi optimize etmek amacıyla çerezler kullanıyoruz. Çerez kullanımımızı kabul ettiğinizde, verileriniz tüm diğer kullanıcı verileriyle birlikte derlenir.